Haber

30 Eylül 2010 Perşembe

Patlamadan kurtulan öğrencilerden şok ifade

KONYA’nın Taşkent İlçesi Balcılar Beldesi’nde, ruhsatsız işletilen 3 katlı Kız Kuran kursu binasının, 1 Ağustos 2008’de LPG tankından sızan gazın patlayarak çöküp 17 öğrenci ile 1 öğretmenin ölmesi, 29 kişinin de yaralanmasıyla ilgili 11 kişinin tutuksuz yargılanmasına devam edildi. Bugünkü 4’üncü duruşmada, olayda yaralı olarak kurtulan 14 yaşındaki Zeynep Büşra Demirbaş, şikayetçi olduğunu söyledi.

Demirbaş, pedagog eşliğinde verdiği ifadesinde, sabah namazı için abdest almaya kalktıklarında gaz kokusunu hissettiklerini ve durumu o an görevli müdüre söyleyip, dışarı çıkmak istediklerini; ancak müdürün izin vermediğini, içeriyi havalandırmak için camları açtığını iddia etti.
Konya 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, 2’si kadın hoca, 6’sı dernek ve yurt sorumlusu, 3’ü de LPG tankını kuran ve gaz dolumun gerçekleştiren şirket sorumluları olmak üzere toplam 11 tutuksuz sanık yargılanıyor. Bugün görülen davaya tutuksuz yargılanan sanıklardan LPG tankını kuran şirketin sorumluları Ahmet Türkyılmaz ve İlhan Biçici, yurt ve dernek yöneticisi Abdullah Bostancı, sanıkların 9 avukatı, olayda yaralı olarak kurtulan Zeynep Büşra Demirbaş ve ailesi, olayda yaşamını yitiren Şehrinaz Avcı’nın babası İbrahim Avcı katıldı.

ŞİKAYETTEN VAZGEÇTİ
2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada daha önce olayda ölen ve yaralananların yakınlarından hiçbirinin şikayetçi olmazken; 29 Nisan 2010 tarihinde yapılan duruşmada mahkeme heyeti, ölen Huriye Durmuş ile yaralanan Esmanur Durmuş’un babası Abdullah Durmuş’un, binanın çökmesinden ve kızının hayatının kaybetmesinden sorumlu olanların cezalandırılmasını isteyen dilekçenin mahkeme başkanlığına sunulduğunu açıklamıştı.

Bugün görülen duruşmada ise mahkeme heyeti, Abdullah Durmuş’un 7 Haziran 2010 tarihinde verdiği dilekçeyle şikayetinden vazgeçtiğini belirttiğini açıkladı.

GAZ KOKUSUNU HİSSETTİK
Çöken yurt binasından yaralı olarak kurtulan Selçuk Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencisi Zeynep Büşra Demirbaş da, duruşmada pedagog ve kameraman eşliğinde ifade verdi. Olayda kardeşi Rukiye Sena Demirbaş’ın hayatını kaybettiğini belirten Demirbaş, yaşadıklarını şöyle anlattı:

“Anneannemin yanına gitmiştik. Anneannem beni ve kardeşimi, boş durmayalım diye Kuran kursuna gönderdi. Gittiğimizin 4’üncü günüydü. Sabah namazına kaldırıldık. Abdest aldığımız sırada gaz kokusunu hissettik. Orada bulunan müdürlere koku geldiğini söyleyip, dışarı çıkalım dedik. Ancak müdür izin vermedi. İçerinin havalanması için camları açtı. 10 dakika sonra da patlama oldu. Ben yaralandım, kardeşim Rukiye Sena da vefat etti. Dernek yöneticilerinden şikayetçiyim.”

Sanık avukatlarından birinin ‘Mutfakta daha önce iş yaptın mı?’ sorusu üzerine Demirbaş, “Orada yemekleri katıyorduk. Bulaşıkları yıkıyorduk” dedi.

LPG tankını takan şirket sorumlusu İlhan Biçici’nin “Orada bakım, onarım, tadilat varmıy dı?” sorusuna da Demirbaş, “Bakım, onarım, temizlik yoktu” dedi.

Yine sanık avukatlarından biri söz isteyerek, mağdurun hazırlık ifadesinde, şikayetçi olmadığını o zaman ki soruşturmadan tam aksine ifadeler verdiğini söyledi. Bir diğer avukat da, “Hazırlık aşamasında mağdur olan kız şikayetçi olmamıştır, annesi ve babası da şikayetçi olmadığına göre, hukuken şikayetçi olamaz” diye konuştu.

Mahkeme heyeti, Zeynep Büşra Demirbaş’ın verdiği ifadeyle ilgili pedagogun görüşlerini aldı. Pedagog da, Zeynep Büşra Demirbaş’ın, heyecanlı olduğunu ama ifadesinin tutarlı ve yaşına uygun bir şekilde olduğunu belirtti.

Duruşmaya katılan ve olayda yaşamını yitiren Şehrinaz Avcı’nın babası İbrahim Avcı da, sorumlulardan şikayetçi olmadığını belirterek, “Şikayetçi değilim. İlk gün annesi göndermiş. Arkadaşlarıyla birlikte kaldığı sırada vefat etti” dedi.

Mahkeme heyeti de yazılan müzekkerelere cevap geldikten sonra dosyanın duruşma günü beklenilmeksiniz İstanbul Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilerek İstanbul Teknik Üniversitesi’nden oluşacak öğretim görevlilerinden biri makine mühendisi, biri LPG tesisatı ve işleyişinden anlayan öğretim görevlileri ile diğeri de iş güvenliği hususunda uzman 3 kişilik bilirkişiler kuruluna tevdii ile sanıkların olayda kusurlarının bulunup bulunmadığı hususunda rapor aldırılmasına, mağdur Zeynep Büşra Demirbaş’ın vekiline beyanda bulunmak üzere süre verilmesi ve dosyadaki eksiklerin giderilmesi için duruşmayı 24 Şubat 2011 tarihine erteledi.

Duruşma çıkışında adliye koridorunda gazetecilerin sorularını cevaplayan ve adını açıklamayan Zeynep Büşra Demirbaş’ın babası da, “Olayın sorumluları hakkında biz de şikayetci olacağız” dedi.

OLAYIN GEÇMİŞİ
TAŞKENT İlçesi Balcılar Beldesi’nde bulunan Balcılar Kasabası Okul ve Kurs Talebelerine Yardım Derneği’ne ait Özel Boğaziçi Öğrenci Yurdu’nda, 1 Ağustos 2008 günü saat 04.15’te, LPG tankından sızan gaz, namaza kalkan bir öğrencinin elektrik düğmesine basması sonucu patladı ve 3 katlı yurt binası yıkıldı. Olayda, 1 öğretmen ve 17 öğrenci hayatını kaybetti, 29 öğrenci de yaralandı. Olayın ardından Yurt Müdürü Hüseyin Çömlek, dernek ve yurt temsilcileri Mehmet Semerci ve Mehmet Göktaş, Hadim İlçe Jandarma Komutanlığı tarafından gözaltına alındı. Mehmet Göktaş, ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. Hüseyin Çömlek ve Mehmet Semerci de kısa bir süre tutuklu kaldıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere tahliye oldu.


SUÇLAMALAR
ŞÜPHELİLERDEN öğretmenler Fatma Göktaş ve Tuba Güler, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 263’üncü maddesince ‘kanuna aykırı olarak eğitim kurumu açanlara, bunları çalıştıranlara ve bu kurumlarda kanuna aykırı olarak açıldığını bildiği halde öğretmenlik yapmak’ suçlamasıyla 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası ile yargılanıyor. Dernek ve yurt yöneticilerinden Mümin Eğilmez, Hasan Kosalak, Ahmet Akdede, Hüseyin Çömlek, Mehmet Semerci, hem aynı suçtan hem de ’taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet vermek’ suçundan yargılanıyor. Mehmet Göktaş, Abdullah Bostancı, İlhan Biçici ve Ahmet Türkyılmaz da sadece TCK’nın 85’nci maddesi gereğince ’taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet vermek’ suçundan, 3 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanıyor.
Yurdun çökmesinin ardından, yurt yöneticileri, çocukların binaya temizlik için geldiğini ve burada Kuran değil, İngilizce kursu verdiklerini iddia etmişti. İddianeme de ise öğretmen Fatma Göktaş’ın, ilk ifadesinde Kuran kursu verildiği ve 40-45 gün önce de aynı binada Kuran kursu verdiğini söylediğinin belirtildiği öğrenildi.

Ölen ve yaralananların isimleri:
ÖĞRENCİLER Hatice Doğru, Fadimana Toz, Fadime Yazıcı, Teslime Duran, Şerife Göktaş, Leyla Semerci, Ümmünur Gümüştekin, Elif Beyza Tuğyan, Sema Bayram, Rukiye Sena Demirbaş, Cennet Karaalp, Zehra Güllü, Huriye Durmuş, Hatice Özbağrıaçık, Teslime Gökdemir, Şerife Bağcı ve Şehrinaz Avcı ile kurs öğretmeni Semra Ünal.

YARALILAR
Büşra Güneş, Şerife Atayer, Ayşe Semerci, Zehra Uysal, Cennet Tatmaz, Fatma Göktaş, Esmanur Durmuş, Emine Dağtekin, Fatma Özbağrıaçık,Teslime Dağtekin. Meryem Özbağrıaçık, Züleyha Kulu, Meryem Semerci, Vahide Kambur, Semra Kambur, Tuğba Özçömlekçi, Selma Doğrul, Zeynep Büşra Demirbaş, Dilek Türker, Asude Akdere, Ünzile Semerci, Teslime Akça, Zehra Parlatıcı, Seher Sümer Tuğba Güllü, Aysun Erdoğan, Teslime Gümüştekin, Rümeysa Akdede ve Merve Avcı.

Hürriyet

Varlık'ta bu ay : Ekim 2010

Dosya: "Anayasa Referandumu Sonrasında Türkiye": Tahir Abacı, Sabri Kuşkonmaz, Behçet Çelik, Akif Kurtuluş, Emel Güz

Kültür Gündemi: "Kitlesel Medyada Entelektüel Performans": Göksel Aymaz, Mehmet Öztürk

Yazılar: Şebnem İşigüzel, Hakan Günday, Kötülük, Disiplin (Hasan Bülent Kahraman) - Quentin Compson - Rasih Güran - Zebercet (İbrahim Yıldırım) - Değişen Şiir (Mustafa Şerif Onaran) - Bir Karakterin Kurmaca Ustasına Mektubu (Jülide Ergin) - Sezai Karakoç, İkinci Yeni ve "Taha'nın Kitabı" (Haydar Ergülen) - Türk Sinemasının Edebiyatla İmtihanı (Rıza Oylum) Fildişi Kuledeki Öykünmeci (Erendiz Atasü) - Jakobson ve Marx'ın Buluştuğu Yer: Hilmi Yavuz'un Okuma Biçimleri Adlı Kitabı (Gökhan Tunç)

Söyleşiler:Ahmet Ümit, Riitta Cankoçak, Mustafa Ergin Kılıç

Şiirler: Bâki Ayhan T., Ali Fil, Zeynep Köylü, Onur Caymaz, Can Sinanoğlu, Mehmet Rayman, Yusuf Bal, Ozan Kaçar, Aydan Yalçın

Öyküler: Yıldırım Keskin, Ayça Erkol, İrem Ertuğrul

Varlık bu ay da Çok Özel İsimler Sözlüğü, Günler Geçer, Anlar/Zamanlar, Çevirdim Dilim Yandı, Boş Zamanlar, Rimbaud'larla Dörtnala, Yeni İmzalı Öyküler Arasında köşeleri, Semih Poroy'un desenleri ve son çıkan kitaplar üzerine yazıların bulunduğu Kitap Eki bölümüyle okurlarıyla buluşuyor.

Cumhuriyet

İnternette bir sansür daha

Özellikle yayınladığı HD kalitesindeki videolarla dikkatleri üzerine çeken 'Vimeo' Türkiye'de sansürlendi. Siteye girenler "ANKARA  CBS'nin, 28/09/2010 tarih ve 2010/93921 nolu KORUMA TEDBİRİ kapsamında bu internet sitesi (vimeo.com) hakkında verdiği karar Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nca uygulanmaktadır." ifadesiyle karşı karşıya kaldı.

Youtube ve Metacafe'den sonra engellenen video paylaşım sitesi ile birlikte Türkiye'de yaklaşık 10 bin yasaklı site bulunuyor.

Cumhuriyet

28 Eylül 2010 Salı

Demirtaş mahkum edildi

Barış ve Demokrasi Partisi Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, terör örgütü propogandası yapmak suçundan, Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından  10 ay hapse mahkum edildi.

Cumhuriyet

Hakim-savcı adayları fişleniyor

CHP Muğla Milletvekili Fevzi Topuz, 2004 yılında çıkarılan bir yönetmelikle hakim, savcı ve avukat adayları için "fişleme" yapıldığınıiddia ederek , "Referandum öncesi fişlenmeyi kaldıracaklarını söyleyenler kendi iktidarları döneminde yeni fişlenme yaptıkları görülüyor. Bu fişlenmeyi ne zaman kaldıracaksınız" diye sordu.
Topuz, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yazılı olarak yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı'na bir soru önergesi verdi. Başbakan ve Bakanların "Artık fişleme olmayacak" yönündeki açıklamalarına karşın Adalet Bakanlığı'nın, 2004'te çıkardığı yönetmelikle hakim adaylarını "fişlemeyi" sürdürdüğünü, hakim adayları için düzenlenen gizli fişlerde, adayların "giyimi" ile "kumara veya içkiye düşkünlüğü"nün sorgulandığını ifade eden Topuz, bu yönetmeliğe göre söz konusu fişlemeler gerekçe gösterilerek hakim adayının adaylığına son verilebildiğini kaydetti.
Hâkim ve savcı adaylarının meslek öncesi eğitimlerine ilişkin yönetmeliğin, 1 Haziran 2004'te Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiğini, 6 yıldır uygulanan yönetmelikte, hâkim adayları için üç adet "gizli fiş" örneğinin yer aldığını, bu fişlerin Adalet Bakanlığı tarafından adliyelerdeki Adli Yargı Adalet Komisyonları'na gönderildiğini, komisyonların da bunları hâkim ve cumhuriyet savcılarına dağıttığını anlatan Topuz, hakim ve cumhuriyet savcılarının doldurduğu "1 numaralı gizli fiş"te yer alan sorular arasında "Kendisinin veya ailesinin şeref ve haysiyet ihlal edici fiil ve hareketleri var mıdır? Memuriyet şeref ve haysiyetini ihlal edecek şekilde kumara ve içkiye düşkünlüğü var mıdır? Giyimi hâkimlik onuru ile bağdaşıyor mu?" gibi soruların yer aldığını belirtti.
Belgeyi, adayın staj yaptığı yerdeki hâkim ve cumhuriyet savcısı doldurarak, Adli Yargı Adalet Komisyonu'na geri gönderdiğini, "2 numaralı gizli fiş"in adliyelerdeki Adalet Komisyonu Başkanı tarafından doldurularak aday hakkında kişisel görüş ve kanaatini açıkladığını, "3 numaralı fiş"i ise Adalet müfettişlerinin, aday hakkında "kişisel özelliği, şahsi ve ailevi durumu, sonuç ve kanaat" başlıklarını doldurduğunu da kaydeden Topuz, yönetmelikteki "Adaylık Süresi İçinde Göreve Son Verme" maddesindeki "Adaylık süresi içindeki davranışlarında hâkimlik ve savcılık mesleğiyle bağdaşmayacak tutumlarının, göreve devamsızlığının, bilgi ve iş yapma kabiliyeti bakımından yeterli olmadığının düzenlenen (1), (2) ve (3) numaralı gizli fişlerle gerekçeli olarak ve birbirini teyit edecek şekilde tespit edilmesi hallerinde adaylığına Bakanlıkça son verilir" hükmüyle hakim - savcı adayının görevine son verilebildiğini açıkladı. Stajyer avukatlar için de Avukatlık Yasası'nın 24. maddesi uyarınca benzer fişlemenin öngörüldüğünü ifade eden Topuz, "Adalet Bakanlığı, 2004 yılında çıkardığı bu yönetmelikle içki ve kumar düşkünlüğü ve giyimini sorgulamayı neden yapmıştır? Hangi aşamada kullanmaktadır?" diye sordu.

Başbakan Erdoğan'a "Referandum öncesi fişlenmeyi kaldıracaklarını söyleyenler kendi iktidarları döneminde yeni fişlenme yaptıkları görülüyor. Bu fişlenmeyi ne zaman kaldıracaksınız?" sorusunu da yönelten Topuz, "Hakim ve savcı adaylarından içki içtiği ya da sizin giyim tarsınıza uymadığı için kaç kişi mağdur edilmiştir? Hakim ve savcıların atama yapıldıktan sonra görevdeyken bu fişleme yüzünden mağdur olan (terfi olamayan, sürgün vb) kaç kişi bulunmaktadır?" sorusunun da yanıtlanmasını istedi.

ANKA

Kanıtları ürettiler

Kafes Eylem Planıve Amirallere suikastdavası sanıklarından Levent Bektaşın ev ve işyerinde yapılan aramalarda ele geçirilen CD ve DVDde bulunduğu öne sürülen kanıtların düzmeceolduğu, CD ve DVDlerde gerçekte sadece özel fotoğraflarbulunduğu iddia edildi. Bu iddia, uzun bir süredir mahkemede delil olarak saklanan CD ve DVDnin, Bektaşın avukatları Celal Ülgen ve Hüseyin Ersöz tarafından ABDde konusunda uzman bir özel kuruluşta yaptırılan adli tetkikin ardından düzenlenen rapora yansıdı.
Daha önce Emniyet Genel Müdürlüğü ve TÜBİTAK tarafından adli incelemesi yapılan ve içindeki gizli yazılım programlarında başta Kafes Eylem Planının şifrelendiği dosyalar olmak üzere çok sayıda gizli belgenin bulunduğu iddia edilen ve bu delilerle polisin operasyon başlatıp çok sayıda kişiyi tutukladığı davanın CDlerinde özel fotoğraflardan başka bir şey bulunmadığı ifade edildi. ABDde konusunda uzman beş kişilik emniyet kökenli bilişim suçları uzmanı araştırma ekibinin on gün sonunda hazırladığı bin sayfalık incelemeyi hazırlayan bilişim suçları uzmanı Yalkın Demirkayanın raporunda önemli ayrıntılar özetle şöyle:
DELİLLERİ RAPORU HAZIRLAYANLAR ÜRETMİŞ
Hem bulguların geçerliliğini denetlemek hem de adli bilişim yazılımında olabilecek bir bozukluk nedeniyle herhangi bir bilgi ve bulgunun atlanmadığından emin olmak amacıyla her iki kanıtın (CD1 ve DVD3) içeriğini, adli bilişim alanındaki en üstün üç adli bilişim yazılımı ile ayrı ayrı incelemiş bulunmaktayım. Kullanılan adli bilişim yazılımları şunlardır: Encase version 6.17, Forensic Tool Kit (FTK) Version 3.0.1.2052 and X-Ways Forensic Version 15.6. CD1 ve DVD3 üzerinde yaptığım adli bilişim incelemeleri aynı bulgularla sonuçlanmıştır. Kullanılan üç farklı yazılım da birbirine eşdeğer bulgular vermiştir. CD1in içinde Data Stash adli bir program ve DVD3 içinde Okul (2004 DVD) Rip.mp4 isimli bir video kesinlikle mevcut değildir. Bu sebeple, bilirkişi olarak adlandırılan kişiler tarafından mahkemeye sunulan kanıtların, büyük ihtimalle raporu hazırlayanlarca üretildiği sonucuna varmaktayız.
KES-YAPIŞTIR RAPOR
Yaptığımız analizin, CD1 ve DVD3nin içinde, bilirkişilerce bulunduğu iddia edilen öğeleri (hatta bunlarla uzaktan yakından alakalı olabilecek herhangi bir öğeyi) taşımadığını kesinlikle ortaya koyması üzerine, söz konusu bilirkişilerin sahte delil mi ürettiği, yoksa kendilerine inceleme için sahte birer CD ve DVDnin mi verildiği konusunu değerlendirmeye çalıştık. Bilirkişi raporlarının analizi ve raporlardaki tüm tutarsızlıkların belgelenmesi çok uzun süre ve yüzlerce sayfa alabilir. Sonuç olarak, üç bilirkişi raporu üzerinde süratlice yapılan bu inceleme, eksiksiz bulgular taşıma amacını gütmemektedir. Bulduğum yüksek sayıdaki tutarsızlıkların detayına girmek bu raporu gereğinden fazla uzatacağı için, sadece çok önemli ve abes tutarsızlıkları göstermeyi uygun buldum. Üç raporun da yanlış, kusurlu ve eksik olduğunu, çelişkiler içerdiğini ve görevin kasıtlı olarak kötüye kullanıldığına dair belirtiler taşıdıklarını belirtebilirim. Bu kişilerin oluşturduğu rapor, adı belli olmayan kimi yazılımlardan kimi bölümlerden yapılan kes/yapıştır işleminden başka bir şey değildir. Uluslararası standartlarda değerlendirildiği takdirde, bu rapordaki beyanlar ancak gülünçtür. Bu kadar önem haiz eden bir soruşturma için bu kişilerin kimler tarafından ve neden seçildikleri merak konusu olmalıdır. Türk emniyet teşkilatında burada yapılan işe göre çok daha iyi ve çok daha ciddi bir iş yapabilecek adli bilişim uzmanları mevcuttur.
NEREYE KOYACAKLARINI DA ŞAŞIRMIŞLAR
Anlaşıldığı üzere söz konusu kanıtın nereye yerleştirileceği konusunda da bir karışıklık yaşanmıştır. Bektaşın evinde sadece iki CD/DVDye el konulduğu için bu çok anlamlıdır. Data Stash içeren bir CD ile video dosya içeren bir DVD. Ancak, belli ki bir koordinasyon eksikliği sonucunda raporlarda suç unsurunun işyerinde el konulan CD/DVDde çıktığı belirtmiştir. Bu, aynı zamanda bilirkişi olarak adlandırılan bu kişilerin Bektaşın işyerinde el konulan ikinci DVDyi neden incelemediklerini de açıklamaktadır. İlginç olan şudur ki, bilirkişi olarak adlandırılan bu kişiler Bektaşın evinden çıkan CD/DVDleri incelememişlerdir bile. Neden böyle bir incelemeye gerek duymadıkları merak konusudur.

Anka

24 Eylül 2010 Cuma

Cermodern’de ‘Şiir Günleri’ başlıyor

Kültür ve Turizm Bakanlığı, Milli Kütüphane Başkanlığı ile Turizm ve Ticaret A.Ş. (TURAŞ) tarafından 2005ten bu yana aralıksız düzenlenen Şiir Günleri etkinliğinin 5.si, Cermodern Sanatlar Merkezinde bugün başlayacak. Türk kültür ve sanatının tanıtımına ve geliştirilmesine önderlik etmek amacıyla düzenlenen etkinlikte, gazetemiz yazarı Mustafa Şerif Onaran, Devlet Tiyatroları Başrejisörü ve tiyatro oyuncusu Rüştü Asyalının okuduğu şiirler üzerine söyleşi gerçekleştirecek.
Şiir Günleri etkinliği bugün saat 16.00da Cermodern Sanatlar Merkezinde başlayacak. Programın ilk etkinliği İstanbul Şiirleri ve İstanbul Şarkıları olacak. Etkinlik, şairlerin yaşam felsefesini, kişiliğini ve sanatını yorumlayacak gazetemiz yazarı Mustafa Şerif Onaran ile Türk şiirine damgasını vurmuş üstatların en güzel şiirlerinden örnekler sunacak tiyatro oyuncusu ve DT Başrejisörü Rüştü Asyalının katkılarıyla gerçekleştirilecek. 24 Haziran 2011 tarihine kadar sürecek etkinliğin programı ise şöyle:
27 Ekim: 95. Doğum Yıl Dönümü Nedeniyle Atatürk Şiirleri.
26 Kasım: Ölüm Yıl Dönümü Nedeniyle Atatürk Şiirleri.
30 Aralık: Mehmet Akifin Ölüm Yıl Dönümünde Safahattan İnsan Manzaraları.
28 Ocak 2011: Doğum Yıl Dönümü Nedeniyle Nâzım Hikmetin Bedreddin Destanı.
25 Şubat 2011: 30. Ölüm Yıl Dönümünde Özdemir Asaf.
25 Mart 2011: Eskimeyen Bir Saz Şairi Karacaoğlan.
29 Nisan 2011: Ölüm Yıl Dönümünde Şiirimizin Öncü Şairi Oktay Rıfat.
27 Mayıs 2011: Değişen Şiir-Değişen Şair.
24 Haziran 2011: Bir Dünya Şairi Yunus Emre.
‘Başkentlilerin yeni ilgi odağı Cermodern’
Şiir Günlerine ilişkin bilgi veren Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Kemal Fahir Genç, 2010 yılı Şiir Günleri, Türk kültür ve sanatının tanıtımına ve geliştirilmesine önderlik edecek ve başkentimizin yeni kültür sanat merkezi olan CerModern Sanatlar Merkezinde düzenlenecek dedi. Bu şekilde Cermodern Sanatlar Merkezinin başkentliler tarafından ilgi odağı haline gelmesinin amaçlandığını dile getiren Genç, merkezin 11 bin metrekareye ulaşan kapalı alanı olduğunu, içinde fuaye, çok amaçlı salon, kafeterya, satış üniteleri, kütüphane, teknik servis birimleri ile idari birimleri yer aldığını söyledi. Genç, etkinliklerin 6 yıldır şair Onaran ve tiyatro sanatçısı Rüştü Asyalı ile sürdürüldüğünü anlattı. Gazetemiz yazarı, edebiyatçı Mustafa Şerif Onaran da etkinliğin bugüne kadar büyük ilgi gördüğünü ifade ederek, günümüzde siyaset ortamının gerginleştirdiği, insanların bir şiir ortamı içinde gevşemeye ihtiyacı olduğu için bu etkinliklerin ilgi gördüğünü kaydetti. Onaran, Söyleşilerin etkili olmasının en önemli nedenlerinden biri Rüştü Asyalı gibi şiiri iyi yorumlamasını bilen bir arkadaşın olması dedi. Şiir geleneği Türklerinki kadar zengin olan hiçbir ülke olmadığını vurgulayan Onaran, Türkler büyük bir millet. Bu büyüklük asker millet oluşundan kaynaklanmıyor, şair millet oluşundan kaynaklanıyor dedi.